Haber

İstanbul seçimi Türk siyaseti açısından neden önemli?

Yerel seçim yaklaşırken kampanyalar ve siyasi polemikler hızlanırken, İstanbul’daki seçimin sonucu sadece bu metropol için değil, Türkiye geneli için de değerli görülüyor.

Türkiye’nin en kalabalık ve bu yönüyle Avrupa’nın bazı ülkelerinden bile büyük olan İstanbul’da 31 Mart’ta büyükşehir belediye başkanlığını kimin kazanacağı, yakın gelecekte ülke siyasetinin nasıl şekilleneceği açısından belirleyici olacak.

Son adayların açıklanmasıyla birlikte İstanbul’da çok adaylı bir yarışın yaşanacağı belli oldu. Seçimde öne çıkan iki isim, CHP’nin adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ile Cumhur İttifakı adayı ve eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum oldu.

DEM Partisi, Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’yi eşbaşkan adayları olarak açıklarken, Refah Partisi’nin adayı ise Necmettin Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz oldu. İYİ Parti, İmamoğlu’nun 2019’daki seçim zaferinde etkin isimlerden biri olan Buğra Kavuncu’yu aday gösterirken, Zafer Partisi ise adayının Ülkü Ocakları eski Başkanı Azmi Karamahmutoğlu olduğunu açıkladı.

Suat Özçelebi: İstanbul küçük bir Türkiye modelidir

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 yılı verilerine göre İstanbul’un nüfusu 15 milyon 655 bin 924 olup, Türkiye nüfusunun yüzde 18,34’ü, yani yaklaşık beşte biri İstanbul’da yaşıyor. İstanbul aynı zamanda kilometrekareye düşen 3 bin 13 kişiyle nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu il.


İstanbul Türkiye’nin en kalabalık şehriFotoğraf: Sebastian Kahnert/dpa/picture Alliance

Ancak bu büyük nüfusun sadece 2 milyon 200 bini İstanbul’da kayıtlı. İstanbul’da yaklaşık olarak Sivas’tan 755 bin, Kastamonu’dan 544 bin, Ordu’dan 515 bin, Giresun’dan 482 bin, Tokat’tan 478 bin, Erzurum’dan 450 bin, Malatya’dan ise 419 bin kişi yaşıyor. Bu liste ülkenin birçok farklı şehrinden insanlarla devam ediyor.

Uzmanlar, İstanbul’un bu özelliğinin, özellikle yerel seçimlerde oy verme davranışında “vatandaşlık unsurunu” ön plana çıkardığına dikkat çekiyor.

Siyaset Bilimci Suat Özçelebi, İstanbul’un Türkiye’nin en büyük şehri olduğunu ve farklı şehirlerden insanları ağırladığını belirterek, “İstanbul Türkiye’nin küçük bir modelidir ve şehri yönetenler Başbakan kadar kamuoyu tarafından da bilinmektedir. Bakan ve Cumhurbaşkanı, siyasi kariyer açısından yurt içinde ve yurt dışında en prestijli mevkilere sahiptir.” “Onlarda var” diyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde siyasi kariyerindeki başarısının bunun temellerini attığını söyleyen Özçelebi, şehrin önemini şöyle anlattı:

“İstanbul’un kontrol ettiği bütçe ve tesisler de önemli. Şehirdeki pek çok gruba fon sağlayabilecek, vakıflar, dernekler ve benzeri kuruluşlar aracılığıyla sadece İstanbul’u değil tüm Anadolu’yu ‘besleyebilecek’, yaygınlaştırabilecek potansiyele sahip olması da önemli. Hükümdarın nüfuz alanı çekiciliğini de artırıyor: “Hizmet veya başarı, her ilde insan yaşadığı için Anadolu’da da siyasi bir tepki ve etki yaratır.”

İstanbul, nüfus bakımından Türkiye’nin en büyük şehri olmasının yanı sıra, nitelikli insan gücünün ve önemli yatırımların yoğunlaştığı bir metropol şehirdir.

Geçtiğimiz yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde ülkede kutuplaşmanın etkisinin görüldüğü kentte, sonuçlar birbirine yakın çıkmış ve seçmen tüm ülkede olduğu gibi neredeyse yarıya bölünmüştü. İstanbul’daki sonuçlara göre 14 Mayıs’ta muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 48,56 oy alırken; Geriye iki seçimin kaldığı 28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 46,68 oy alırken, Kılıçdaroğlu yüzde 51,78, Erdoğan ise yüzde 48,22 oy aldı.

İstanbul’da muhalefete en yüksek oylar Beşiktaş ve Kadıköy gibi gelir ve eğitim düzeyi yüksek ilçelerden gelirken Erdoğan, Sultanbeyli ve Esenler gibi görece düşük gelir düzeyine sahip ilçelerden destek aldı.

Siyaset bilimci Cihan Balta, İstanbul yarışını birçok açıdan Türkiye’nin en kritik seçimi olarak değerlendirirken, kentteki beyaz yakalı ve orta sınıf yoğunluğuna dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:

“Bu sınıflar çok uzun zamandır temsil edilmediklerini hissettiler ve İmamoğlu onlara bir nefes alanı yaratmış gibi görünüyor. Dolayısıyla İmamoğlu’nun kaybı bir anlamda bu temsilin de kaybı anlamına gelebilir.”

İstanbul’u kazanan her zaman Türkiye’yi mi kazanır?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” sözü, şehrin önemini göstermek amacıyla diğer siyasilerin de sıklıkla tekrarladığı bir öngörüdür.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ocak’ta İstanbul’da adaylarının Murat Kurum olduğunu duyurdu. Fotoğraf: Murad Sezer/REUTERS

14 ve 28 Mayıs seçimlerinin hemen ardından 31 Mart 2024 seçimlerinin de yapılmasının önemli olduğunu söyleyen Balta, şöyle konuştu:

“31 Mart, muhalefetin yaşadığı büyük seçim yenilgisinin ardından ne olacağı, hükümetin 14 Mayıs zaferini pekiştirip pekiştiremeyeceği konusunda önemli boyutlara sahip. Adalet ve Kalkınma Partisi 2019 seçimlerinde kaybettiği İstanbul’u geri alırsa” Bu büyük ölçüde kendi gücünün pekiştirilmesi anlamına gelecektir.” gelecek.”

Erdoğan, 1994 yerel seçimlerinde bölünmüş muhalefete karşı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını Refah Partisi’nden kazandı ve bu zafer, partisini iktidara getiren dönüm noktalarından biri oldu.

Özçelebi, CHP’nin 2019’da büyükşehirleri kazanarak başarıya ulaştığını söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor:

“İstanbul bu şehirlerin baş şanıdır ve tüm başarısızlıkları, hatta yenilgileri örtebilir. 2019’da seçim kaybedilse de İstanbul’un kazanılmış olması sadece CHP için değil tüm muhalefet için motivasyon kaynağıydı. Giderek otoriterleşen bir hükümetten siyasi mücadeleyle seçimi kazanabilecekleri hissini besledi.”

Bu psikolojik etkinin tüm muhalif seçmenler için değerli olduğunu belirten Özçelebi, “2024 İstanbul sonuçları muhalefet kitlelerini büyük ölçüde etkileyecek. Birçok şehir kaybedilse bile İstanbul’un korunması böyle bir etki yaratacaktır.”

CHP’nin 31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimlerinde 25 yıl sonra İstanbul’u ele geçirmesi, muhalefete Refah Partisi’nin 1994’te yakaladığı ivmeyi yakalama umudu verdi ancak 2023 seçimlerinde bu sağlanamadı.

İmamoğlu için belirleyici tercih


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı İmamoğlu bu kez seçime ittifaksız giriyor. Fotoğraf: ANKA

İstanbul seçimini kimin kazanacağı sadece Türkiye açısından değil, CHP ve İmamoğlu’nun geleceği açısından da belirleyici olacak.

14 Mayıs seçimlerinden sonra muhalefetin “örgütsüz ve lidersiz” kaldığını hatırlatan Balta, bunun İmamoğlu açısından önemini şöyle açıklıyor:

“Muhalefet ittifak kurma eğilimini zaten büyük ölçüde kaybetmiş durumda. İmamoğlu’nun İstanbul’a ittifaksız girmesine rağmen İstanbul’u kazanması durumunda kendi partisi içindeki çatışmalar, Millet İttifakı içindeki gerginlikler ve DEM olarak oyların bölünmesi Parti adaylarını belirliyor, ardından siyaset sahnesinde önlenemez bir yükseliş yaşayacak.” “Olacak. Yani sanki yeni bir lider doğmuş gibi olacak.”

Balta, böyle bir zaferin İmamoğlu’nun “muhalefet liderliği” anlamına geleceğini ekliyor.

İmamoğlu, 31 Mart 2019 yerel seçimlerini 13 bin 729 oy farkla kazanırken, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimi iptal etmesi üzerine yapılan 23 Haziran seçimlerinde oylarını artırdı ve 800 binin üzerinde oy farkıyla oylarını artırdı. Rakip Binali Yıldırım.

Bu seçimin İBB Başkanı’nın siyasi kariyerinde daha hızlı yükselmesinin ya da bir süre daha sıkı mücadele etmesinin koşullarını belirleyeceğini söyleyen Özçelebi, şunları söylüyor:

“Elbette her şey bu seçime bağlı değil. Ancak İstanbul’da kaybederse CHP içindeki başkanlık yarışı ve 2028 Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci olumsuz etkilenir. Parti içinde kısır tartışmalara girmek yerine bir tablo çizebilir. Kendisi için yeni bir yol. Bu, farklı bir siyasi parti olma ihtimalini de içeriyor. “Düşük değil. Alacağı halk desteğinin oranı ve nasıl kaybettiği çok önemli.”

İmamoğlu’nun sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de siyasi desteği ve sempatizanı yüksek bir siyasetçi olduğunu belirten Özçelebi, bu seçimi kazanması halinde ne kadar çaba olursa olsun İmamoğlu’nun 2028’de cumhurbaşkanı adayı olacağını düşünüyor. CHP’nin içinde.

Özçelebi, “Bunun karşısında hükümet, İmamoğlu’nun yeni bir başarı öyküsü yaratıp onu büyütmemesi için elinden geleni yapacaktır.” Özçelebi, bu mücadelenin İmamoğlu’nu daha da büyüteceğini söylüyor ve “Kazanırsa 2028’in yıldız Cumhurbaşkanı adayı olacak” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu